Çevresine kör aç da kalır susuz da…

İnsanoğlu kolay alışıyor.

Alıştığından mahrum kalınca da şaşırıyor.

Hiçbir şey sonsuz değil.

Her şeyin bir sonu var.

Öyle olmasa insanoğlu ölümlü olur muydu?

Şaşırmayın artık.

Kaç aydır söylüyor Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey.

“Barajlarda doluluk oranı düştü.

Susuzluk kapıda” diye.

Geldik o noktaya.

Nilüfer Barajı’nda su yok.

Bursa’nın ihtiyacını yıllarca tek başına karşılayan Doğancı Barajı’nda doluluk oranı yüzde 2’lerde.

Umudumuz Çınarcık Barajı’nda bile doluluk oranı yüzde 50’lere gerilemiş.

Oradan suyu Dobruca Tesisleri’ne taşımak da kolay değil.

Su alımı başladı ama Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in açıklamalarına göre Çınarcık’tan Dobruca’ya gelen su hattında çeşitli nedenlerle sorunlar yaşanıyor.

Barajlarda su kalmadıysa…

Nüfus 4 milyona dayanmışsa.

Sanayi almış başını gitmişse.

Göç furyası durmamışsa...

Kaçak kuyulara çözüm bulunamadıysa…

Şişe suyu satan fabrikalar pıtrak gibi çoğaldıysa…

Bulutlar gökyüzünü terk edip gitmişse…

Yağmur, mızıkçılık yapıyorsa.

Güneş, ben gitmem diye tutturuyorsa

Geriye tek şey alıyor.

Su kesintisine gitmek.

Büyükşehir, mecburen kimsenin inanmak istemediği o açıklamayı yaptı.

Kademeli olarak 3 Ekim’den itibaren su kesintileri başlıyor.

Akşam saat 17.00 ile saban saat 05.00’a kadar, yani 12 saatlik su kesintisi olacak.

BUSKİ’nin internet sayfasında hangi günlerde nerelerde su kesintisi yapılacağına dair bir çizelge var.

Herkes oturduğu ilçe ve mahalleyi bulup, ona göre hareket edebilir.

Biz şanslı gruptayız!

Kesintiyi ilk yaşayacak bölgedeyiz.

Hani derler ya…

“Şapka düştü kel göründü” diye…

Şimdi bu durumdayız.

Öyle bir durumdayız ki “Bursa’da sudan ibarettir” diye tarihe not düşen Evliya Çelebi, bugünleri görseydi, kim bilir ne derdi.

Elbette bunda kuraklığın payı var.

Pek kuraklıkta kimin payı var?

Kutuplardaki buzulların erimesinden rahatsız olmayanların, sadece Türkiye’nin değil dünyanın önemli orman ve akarsularının yok olup gitmesine aldırmayanların…

Kendi çeperinden öteye geçemeyenlerin…

“Uludağ elden gidiyor” diye kendisini paralayanlara ters ters bakanların bunda hiç mi suçu yok şimdi?

Onların da musluklarından su akmayacak şimdi?

Uludağ’ın, Kaz Dağları’nın, Amazon ormanlarının, Kutuplardaki buzulların eriyip gitmesini umursamayanlar da susuz kalacak bu sürede…

Çevresini korumayan aç da kalır, susuz da…

Bırakın artık şu bana ne demeyi!

Sahip çık şehrine…

İlçene…

Ülkene…

Dünyaya…