“Gel buraya çocuk, ben de senin gibi düşünüyorum”

Tarih, salt rakamlardan ibaret görülürse öylesine bir bakışla gelir geçer hale gelir.

Ruhundan kopar.

365 gün içindeki herhangi bir güne dönüşür.

Görünen yüzüyle değil, hissedilen yanıyla öne çıkması gereken günlerin birçoğu maalesef son dönemlerde takvim yapraklarına indirgenmiş günler haline geldi.

Dün, 19 Mayıs Atatürk'ü Anma ve Gençlik Spor Bayramı kutlamalarını izleyenler, neredeyse 81 ilde gerçekleştirilen törenlerin birbirinin kopyası haine geldiğini görür.

19 Mayıs nedir?

Niçin kutluyoruz?

Gençlere neden adandı?

Sivas Kongresi bunun neresinde duruyor?

Araştırmayı, tarih kitaplarını karıştırmayı iş edinenler Sivas Kongresi’ne katılan Tıbbiyeli Hikmet ile manda yanlısı delegeler arasında yaşananları elbet bilir.

Sivas kongresine İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi adına gönderilen iki delegeden birisidir Tıbbiyeli Hikmet.

Ancak, diğer üye Sivas kongresine katılamaz çünkü tıbbiyelilerin iki delegeyi gönderecek parası yoktur.

Sivas kongresi başlar.

Mustafa Kemal, mandacı delegelerin kıskacındadır.

Günlerce süren görüşmeler içinde yer alan Tıbbiyeli Hikmet, sesini yükseltir, mandacılığa karşı olduğunu haykırır.

Mustafa Kemal’e döner, “Mandacıların yanında yer alırsan seni vatan kurtaran değil, vatan batıran ilan ederiz” der.

Tıbbiyeli Hikmet’in bu kararlı çıkışı sonrası Mustafa Kemal, “Gel buraya çocuk, ben de senin gibi düşünüyorum” der.

Mustafa Kemal’in Anadolu’daki gücüdür gençler.

Onlara inanır.

Onlar gibi düşünür.

Kurtuluş Savaşı’na emin adımlarla yürür.

Cumhuriyetin ilanıyla birlikte de 19 Mayıs'ı Gençlik ve Spor Bayramı ilan eder.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti gençlere emanet etmesinin altında yatan nedenlerden birisidir budur.

Çünkü, gençler hayalleri olanlardır.

Hayali olan asla teslim olmaz.

Farkındayız.

Eskisi gibi coşkulu hazırlıklarla kutlanmıyor bu özel günler.

Çınar Lisesi yıllarımızda 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik Spor Bayramı kutlamalarında aldığımız görevlerden biliyorum.

Aylar öncesinden hazırlıklar başlar.

İzleyenlere duygu dolu anlar yaşatılırdı.

Atatürk, bugünleri de gördü.

Çıkış yolu da gösterdi.

Vasiyeti; Gençliğe Hitabesi’dir.