Ekonominin durumunu merak edenler için bir isim önereyim.
Tulga Aykaç.
Bizim medyanın muhabiri.
Kulağı delik.
Ekonomimizi yakından ilgilendiren konuları haber yapıyor.
Başarılı bir kardeşimiz.
Çalışkan.
Ama ne yalan söyleyelim yaptığı haberleri okumaktan korkuyorum.
Çünkü iflasın eşiğindeki fabrikalarla, ekonominin çarkını çeviren sektörlerle ilgili haberler yapıyor.
Tulga’nın haberlerini okuyunca ekonominin geldiği noktayı daha iyi anlıyorsunuz.
Bursa'nın köklü firmaların içine düştüğü durumu haberleştiriyor.
Konkordato başvurularını duyuruyor.
Bursa, iflas anlaşması başvurularında İstanbul, Ankara, Kocaeli ve İzmir’in ardından geliyor.
Mayıs sonuna kadar 167 firma başvurusu söz konusu.
Haziran ve Temmuz aylarında iflas anlaşması başvurusu yapan firmaları da eklerseniz, ortaya daha da büyümüş bir rakam çıkacak demektir.
Konkordato başvurusu yapan firmaların giderek çoğalmasının tedarik zincirindeki daha küçük işletmeleri de benzer bir sürece sürüklediğini unutmamak gerekiyor.
Kaldı ki…
Atış Yapı’da yaşanan iflas başvurusunun Bursa piyasasına etkileri şuan için tam olarak anlaşılmış da değil.
Böylesine büyümüş firmalarla çalışan birçok firmanın kendisini kurtarabilmesi için ya öz kaynaklarının güçlü olması gerekiyor ya da Atış Yapı’nın bir şekilde kurtarılması öne çıkıyor.
Kayyumlar bu işi başarabilir mi?
Oluşan mağduriyet batan firmalarla iş yapan yan kuruluşlarla da sınırlı kalmıyor.
Söz konusu inşaat firmalarından daire satın alıp, gelecek hayalleri kuranlar var bir de…
İşler iyi gitmiyor.
Küçülen ekonominin toparlanması için isteyen kabul etsin istemeyen de yeni tezler öne sürsün ama bir ülkede hukukun işlemesiyle ilgili kaygılar oluşmuşsa çözümü yine hukuk da aramak gerekiyor.
Demokrasi her şeyi besler çünkü…
Evrensel hukuk kuralları olmadan demokrasi yeşerebilir mi?
Türkiye, hukuk alanındaki görüntüsüyle bindiği dalı kesmeye devam ediyor.
Kendini düşürme pahasına inat edip, dalı kesen bir anlayışa kim güvenir bu durumda?
Yol daha karmaşık hale gelmeden o dalı kesmekten vazgeçmek, hatta daldan aşağı inmesini bilmek gerekir.
Cumhur İttifakı, daha doğrusu Ak Parti, kendisini iktidara taşıyan 3Y’ye(Yolsuzluk, Yoksulluk, Yasaklar) dönebilirse Anadolu’nun bereketli topraklarında demokrasi kendisini besleyecek zemini bulur.
Ama bunun ön şartı hukuk.
Adalet.