İspanya’nın attığı şamar!

Dünya konuşuyor gibi yapıyor ama aslında susuyor.

Kimi menfaatlerini gözetiyor, kimi dünyayı çekip çeviren gizli güçlerin kurbanı olmaktan korkuyor.

İsrail’in o küçücük bünye ile bu kadar ses çıkarmasının arkasındaki gücü bilenler sessizliğe gömülerek bu acımasız görüntüleri görmemezlikten geliyor.

Gazze'de çocuklar ölürken, anneler evlatlarının cansız bedenlerini kucaklarken, hukuk ve vicdan saldırıların başladığı günden bu yana hiçbir sınavı geçebilmiş değil.

Hani derler ya, “Ummadık taş baş yarar” diye…

Gazze meselesinde öyle şeyler yaşıyoruz ki, Araplar, yani kutsal toprakların üstünde yaşayanlar Müslüman Filistinlilerin yaşadığı katliama ses vermek, İsrail'i köşeye sıkıştırmak yerine “Görmedim, duymadım, bilmiyorum” oynamaya devam ederken.

Bizim toprakların kötücül bakışlılarının “Gâvur” dediği Hristiyan İspanya, Müslüman coğrafyasına öyle bir tokat atmış durumda ki…

Bu tokattan sporun, siyasetten “bağımsız” olması gerektiğini söyleyerek işin içinden sıyrılmaya çalışanlar da nasibini almış durumda.

İspanya bütün ezberleri bozdu.

İsrail’in turnuvaya dâhil edilmesi halinde, 2026 FIFA Dünya Kupası’na katılmayacağını açıkladı.

İspanya, uluslararası arenada sadece diplomatik değil, sportif bir tavır da koydu.

Bu karar, futbol sahalarının çok ötesinde, insani değerlerin sahasında da yankı buldu.

İsrail, I grupta Norveç, İtalya, Estonya ve Moldova ile mücadele ediyor.

Şu an 9 puanla 3. sırada.

Ama mesele puan değil.

Mesele, hayatın puan tahtasında kaybedilen çocuklar, yıkılan şehirler, karartılan gelecekler.

Türkiye başta olmak üzere, Gazze'de yaşananları yüksek sesle eleştiren ülkeler…

Onlar bile spor alanında sessiz.

İşte bu yüzden, İspanya’nın aldığı karar sadece diplomatik değil, ahlaki bir manifesto.

Dünya kamuoyuna atılmış sert bir şamar.

Bir gün tarih yazıldığında, kimlerin çocuk ölümlerine, yıkımlara, zulümlere karşı sessiz kaldığı elbette not düşülecek.

Ama aynı zamanda kimlerin dimdik durduğu da.

İspanya, o listede yerini bugünden aldı.