Kimi dinleyelim; Üşümezsoy’u mu, Görür’ü mü?

Zaman zaman bizi şaşırtan bilim insanları olsa da bilim insanlık tarihini şekillendirmeye devam ediyor.

Büyük Atatürk’ün şu sözü çok önemlidir.

“Eğer bir gün benim sözlerim bilimle ters düşerse, bilimi seçin” diyor.

Yaşadığı yüzyılın dinamiklerini iyi analiz etmiş bir lider olarak bunu söylüyor.

Kaldı ki…

Bilim, sadece bir ülkenin gerçekliğiyle sınırlı değil.

Ciddi tartışmalar sonucunda bir noktaya varılmış bilgiler ışığında bütün üniversitelerin hocalarının, öğrencilerinin süzgecinden geçiyor.

Elbette farklı gözükmeye çalışan bilim insanları da çıkıyor.

Covid-19 sürecinde aşı karşıtları arasında kimi bilim insanlarının da yer aldığı gördük.

Aşı karşıtlığının birçok çocuğun geleceğine mal olacağını söyleyen bilim insanları daha fazla ağırlık bastığı için karşıt kampanya fazla yol alamadı.

Ülkemizde Covid-19 haricinde bir de deprem meselesi var.

Özellikle de artık eli kulağında denilen Büyük İstanbul depremiyle ilgili…

Geçtiğimiz günlerde Prof. Dr. Şener Üşümezsoy’un bir açıklaması vardı.

Diyordu ki; “Türkiye’de deprem korkusu olmadan en rahat uyuyabileceğimiz şehir İstanbul.”

Ekliyor:

“100 yıl kırılmaz görünüyor.”

Prof. Dr. Naci Görür ise tam zıttı açıklamalarda bulunuyor.

Birçok profesör de Görür’le aynı paralelde cümleler kuruyor.

Kime inanalım?

Bilim insanları ayrı ayrı bakıyor meseleye…

Burada tarafımız ne olmalı?

Konya Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Şükrü Aslan da halk arasında en güvenli şehirlerden birisi olarak kabul görün Konya ile ilgili korkutucu cümleler kuruyor.

Arslan, Konya’da 6.8 büyüklüğünde depreme yol açacak fay zonu olduğunu söylüyor.

Açıkçası deprem konusunda bir kafa karışıklığı var.

Ama genel kabul Marmara Denizi içinde İstanbul başta olmak üzere birçok kenti etkileyecek büyük bir deprem olacağı…

Melese şu: Hazır mıyız?

Bünyelerinde jeoloji bölümlere olan, deprem enstitüleri bulunan köklü üniversiteler bugüne kadar bir araya geldi mi?

Son depremlerden sonra ortak bir analiz çalışması yapıldı mı?

Çünkü, bilim yol göstericidir.

Bu yolu açacak olan da bilim insanları.

Daha çok emekli profesörlerin konuştuğu bir süreçte üniversitelerde öğrenci yetiştiren deprem uzmanı hocalar ne düşünüyor?

Türkiye'yi ne bekliyor?

Kimi dinleyelim?

Üşümezsoy’u mu, Görür’ü mü?