Kimseye koyun demeyin!..

Doğada hayvanların toplu hareket etme biçimleri uzun yıllardır bilim insanlarının dikkatini çekiyor.

Özellikle koyun sürülerinin hareketleri, sadece içgüdüsel değil, aynı zamanda matematiksel modellere de konu olmuş durumda.

Paris’teki Cergy Üniversitesi’nden Fernando Peruani ve ekibi, Merino koyunlarından oluşan sürüler üzerinde yaptıkları çalışmalarda hepimizi şaşırtabilecek sonuçlara ulaşmışlar.

Hani, çoğu kez, kendi fikri olmadan başkanlarının fikirlerinin arkasına katılıp gidenler için söylenir ya, “Koyun gibisiniz, biri bir şey söyledi mi düşünmeden arkasına takılıp gidiyorsunuz” diye…

Bunu demeyin artık.

Araştırmanın şaşırtıcılığı burada gizli çünkü…

Bu araştırmanın sonuçlarını okuyanlar, kızgınlıkla ifade ettikleri cümlenin gerçek olmasını çok isteyebilirler.

Araştırma bilinenin aksini savunuyor.

TÜBİTAK dergisinde araştırmaya ilişkin çok uzun bir makale var.

Özeti şöyle:

“Koyunlar, özgür bir şekilde otlarken belirli bir düzen içinde hareket etmeye başlıyor.

Bazen tek bir bireyin yön değişimi sürünün tamamını etkileyebiliyor.

Sürüde “lider” rolünün sürekli el değiştirdiği, böylece bilgi paylaşımı ve denge sağlandığı gözlemleniyor.”

Yani aslında sürüde kalıcı bir lider yok; rol, hareket eden koyunla birlikte sürekli değişiyor.

Bu durum, doğadaki kolektif yaşamın ne kadar güçlü bir uyum mekanizmasına dayandığını gösteriyor.

Küçük bir grubun bile bir bütün olarak karar alabilmesi, insan toplulukları için de ilham verici nitelikte.

Kısacası sürü, sürekli değişen bir liderlikle yol alıyor.

Yani, liderlik hepimizin sandığı gibi “tek elde toplanan güç” değil aslında.

Tam tersine, sürüdeki uyum sürekli rol değişimiyle sağlanıyor.

Bu da bize şu mesajı veriyor:

Paylaşılan bilgi, ortak hareket ve dayanışma, bireysel çıkışlardan çok daha kalıcı bir düzen getiriyor.

Doğa bize bir kez daha şunu hatırlatıyor:

Gerçek güç, tek başına öne çıkmakta değil; birlikte hareket edebilmekte.

Sürüden bilim insanlarının çıkardığı sonuç bu…

Koyunların değişen liderlik anlayışından bize düşen pay ne?

Nasıl bir sonuç çıkarmalıyız?

Bildik fikirler, bildik anlayışlarla mı devam etmeliyiz yoksa koyun sürülerinin sürekli değişen bir liderlikle yol almasını mı öne çıkarmalıyız?

Buradan hangi sonucu çıkarırsanız çıkarın ama artık bir daha kimseye koyun demeyin.