Hava Durumu

Korkutuldular, yalnız bırakıldılar, utandırıldılar

Yazının Giriş Tarihi: 13.12.2025 08:03
Yazının Güncellenme Tarihi: 13.12.2025 08:03

Yeni oluyormuş gibi davranmanın kimseye faydası yok.

Bu ülkede kadınların ve çocukların yıllardır maruz kaldığı taciz, şiddet, kötü muamele bugün ortaya çıkmış bir acı gerçek değil.

Dün vardı, bugün var; yarın da ancak yüzleşebilirsek azalacak.

Fakat uzun yıllar boyunca bu acının üstü örtüldü.

Kadınlar susturuldu, çocukların sesi kısılmaya çalışıldı.

Korkutuldular, yalnız bırakıldılar, utandırıldılar.

Yaşadıkları suçmuş gibi üzerlerine yapıştırıldı.

Kadınlar, kız çocukları bu kalkanı az biraz kırdığı için cinsel saldırılar, şiddet daha çok duyulur oldu.

Korkunun duvarı çatlamaya başladı çünkü…

Artık kadınlar, kız çocukları yaşadıkları şiddeti, tacizi daha yüksek sesle dile getiriyor.

Bu ses yükseldiği için bugün daha çok duyuyoruz; yoksa mesele yeni değil, yalnızca gizlenemez hâle geldi.

İşte bu yüzden Türkiye’nin kalbi olan, günde binlerce insanın girip çıktığı Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde patlak veren taciz olayı, bir stajyer kız çocuğunun cesurca sesini yükseltmesiyle duyuldu.

Bir kız çocuğunun, “Artık yeter,” diyebilmesiydi meseleyi ortaya çıkaran.

Bu o kadar büyük bir ayıp ki…

Ama bu ayıbın da ayıbı var.

Bu ayıp; Gazi, yüce gibi sıfatlar taşıyan TBMM’de yaşanan taciz olayına tepki gösteren kadın milletvekillerinin, kadın çalışanların, sivil toplum örgütlerinin Meclis’te yapmak istediği basın açıklamasının engellenmeye çalışılması.

Kadınlara gelen ilk refleksin yine “Siz susun” olması.

Yazıklar olsun.

Böyle bir konuda takılacak tavır bu?

Ne yapsın kadınlar?

Sokakta öldürülüyorlar, iş yerinde dışlanıyorlar, evde dövülüyorlar.

Sığınacak bir apartman boşluğu, başvuracak güvenli bir kurum bile bulamayan kaç kadın var?

Ve kaderin acı cilvesi: Kadınları koruyacak kanunları yapmakla yükümlü olan Meclis’te bile küçük kızlar tacize uğruyor.

Böyle bir durumda kadınlar, Meclis’in içinde ya da kapısında basın açıklaması yapmasın da ne yapsınlar?

İçlerinde biriken öfkeyi, kırgınlığı, isyanı başka nasıl duyuracaklar?

Devletin kalbinde yaşanan bir suç karşısında sessiz kalmaları mı bekleniyor?

Bu nasıl bir zihniyet?

Neden engelliyorsun?

Tam tersine, aç kapıları.

Gelsinler, öfkelerini dile getirsinler, yüzleşme isteğini ortaya koysunlar.

Bunun sana ne zararı olur?

Aksine, bir ülkenin demokrasi seviyesini yükselten şey, en fazla acıtan gerçekler karşısında bile toplumun sesine alan açılmasıdır.

Kadınların, kız çocuklarının güven içinde yaşayacağı bir ülke istiyorsak; korkunun değil, hukukun konuştuğu bir düzen kurulmak zorunda…

Tacizden, şiddetten, baskıdan arınmış bir gelecek ancak böyle mümkün olur.

Sorunu saklayarak değil, görerek ve çözerek…

Sessizliğin değil, cesaretin yanında durarak ancak baş edebiliriz bu olaylarla…

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    logo
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.