Papa, İznik'e gelemeden!..

Güne iyiden uzakta başlıyoruz.

Gazete ve televizyon haberlerinden önce sosyal medya bombardımanı altında güzel şeyler aramak, iğneyle kuyu kazmak gibi bir şey oldu.

İyi şeyler de çok değil zaten…

İş, aş, geçim derdiyle başlayan günün finalinde insanlar evlerine mutlu dönmek istiyor.

Bu ne kadar oluyor?

Bursa’da dün hareketliliğin merkezi Uluyol’daki Adliye binasıydı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına yönelik gösterilerde gözaltına alınan ve uzunca bir süredir cezaevinde olan gençlerin duruşması öncesi Adliye girişinde yapılan basın açıklamasında “Yalnızca anayasal haklarını kullandıkları için haksızca ve hukuksuzca tutuklanan” ifadesi… “Bu gençler derhal serbest bırakılmalı” diye bitiyordu.

Hukukçu gözüyle olaya bakan avukatların hepsi bu görüşte…

Anayasal haklarını kullanan gençlerin şiddetle bütünleşmeyen eylemlerinden dolayı tutuklanmalarının da, tutuklu kalmalarının da doğru olmadığı dile getiriyorlar.

Tutuklu öğrenciler içinde yer alan Esila Ayık’ın kalp ve böbrek yetmezliği sorunu için de ayrı bir parantez açmak gerekiyor.

Gün içinde mahkemenin vereceği karar bu nedenle çok önemli.

Tatsızlık her yerde.

İnşaat-İş Sendikası’nın eyleminde de tatsız olaylar yaşanmış.

Hak arayışındaki işçiler firma yetkililerinin kendilerine davranışlarından şikâyetçiler.

Gerçi…

Ankara’da, halkın oylarıyla seçilen belediye başkanının işçilerin çadırını nasıl dağıttığını, onlara nasıl davrandığını birçok televizyon ve haber sitesinden görmüşsünüzdür.

Maalesef gün içinde gördüğümüz, okuduğumuz farklı farkı olaylar da var.

Güzel diyebileceğimiz haberlerin çoğu sporla ilgili…

Ligleri bitmeden şampiyon olan takımların başkanları, oyuncuları, taraftarları sosyal medyada zaferlerinin tadını çıkarıyor.

Geçen hafta şampiyonluğunu ilan eden Bursaspor gibi…

Üzülenler de var elbette…

Kayserispor’la İstanbul’da berabere kalan Fenerbahçe cephesi gibi…

Spordaki üzüntünün de sevincinde kimseye bir zararı yok neticede…

Spor bu…

Bugün kaybedersin yarın kazanırsın.

Hayat öyle değil.

Sizi yönetenlerin yanlış kararları ömür boyunca sizi takip eden bir gölgeye dönüşür.

Siz gidersiniz, sizden kalanlar bir gölge gibi çocuklarınızı takip eder.

Üzücü haberler dizisi içinde Katoliklerin ruhani lideri Papa Francis yaşamını yitirmesi de var.

Bir yanıyla bizi de çok ilgilendiren bir durum bu…

Papa, mayıs ayında Hristiyanlar için çok önemli yerlerden birisi olan İznik’e gelecekti.

Kasım ayında gerçekleşen teoloji komitesinde yaptığı konuşmasında İznik’e gitme planı olduğunu açıklamıştı.

İznik Konsili'nin 1700. yıl dönümünü kutlamasına katılmak istiyordu.

Papa, İznik’e göremeden hayatını kaybetti.

İznik, İsa’nın 2000 doğum yılı nedeniyle dünya genelinden gelen 12 patriğin katılımına şahit olmuş, Ayasofya Kilisesi bu yönüyle öne çıkmıştı.

Papa Francis, İznik’e gelebilseydi, Bursa turizmi açısından yeni bir destinasyon oluşabilir, Hristiyanların önemli rotalarından birine dönüşebilirdi.