“Sen olmazsan kim başkan olsun?”

Yöntemleri hiç değişmedi.

Hangi kademe için olursa olsun yolları hep aynı.

“Ben adayım” diyeni de aday potansiyeli taşıyanı da belli koşullar oluştuktan sonra izledikleri yola uygun olarak genel merkeze çağırdılar.

Kimi zaman milletvekilleri üzerinden, kimi zaman belediye başkanları üzerinden, kimi zaman yerel dinamikleri gözeterek belirledikleri isimleri Ankara’ya çağırıp, genel merkez süzgecinden geçirdikten sonra, “adayımız bu” dediler.

Bu yolu doğru bulmayan…

Bu yolu antidemokratik olarak niteleyenler çıksa da, Ak Parti’nin kuruluşundan bu yana değişmeyen sistemi bu oldu.

İl kongresi öncesi beklentiler oluşturma çabası içinde olanların telaffuz ettiği, kulislere fısıldadığı isimler olsa da…

Bu isimler içinde yola kiminle devam edileceği konusunda işleyen mekanizma 24 yıldır aynı şekilde çalışmaya devam ediyor.

Davut Gürkan, Bursa Büyükşehir, Osmangazi gibi önemli belediye başkanlıklarını kaybeden Ak Parti'nin il başkanı olarak kongre öncesi az biraz hırpalanmak istense de devam kararıyla seçilmiş olarak yoluna devam ediyor.

İl ve ilçe başkanlarını aynı yöntemle belirleyip, kongreye tek adayla gitmeyi öne çıkaran parti kurgusu içinde kimi zaman çok adaylı kongreler de oldu ama sonuç hiç değişmedi.

Ankara kimi istediyse o başkan oldu.

Delegenin nasıl seçileceği…

İlçe başkanlarının kim olacağı…

İl başkanlığının kime teslim edileceği hep önceden belirlendi, öyle kongreler yapıldı.

İki kez ayrı dönemlerde il başkanlığı görevine getirilerek Ak Parti içinde kendi dinamiğini yaratan Sedat Yalçın’ın CHP’de olduğu gibi ilçe delegelerinin mahallelerden seçilerek gelmesine yönelik adımı ise eski köye yeni adet getirmeye ne gerek var denilerek zaman içinde sönümlendirildi.

Ak Parti içinde siyaset yapanların bu duruma zaten itiraz yok.

Olan da güçlü değil.

Kalabalık içinde kaybolup gidiyor zaten.

Dün, Ak Parti kulislerinde Ömer Faruk Temiztürk’ün il başkanlığını yaptığı Bursa İl Gençlik Kolu Başkanlığı’yla ilgili Ankara’ya çağrılan isimlerin bir karar çıkmadan geri gelmelerine yönelik değerlendirmeler vardı.

“Ankara’ya gel” denilen isimler arasında Yıldırım Gençlik Kolu Başkanı, Yıldırım Belediye Meclis Üyesi Rüştü Maviçeçek’in de bulunduğu belirtiliyor.

Bayram Ali Sayım’ın da Ankara’ya çağrılı isimler arasında yer aldığı vurgulanıyor.

Muhtemeldir ki, bunca yıl yapıldığı üzere Ankara’ya çağrılan adaylara, “Senin dışında kimin il başkanı olmasını istersin” diye sormuşlardır.

Önceki süreçlerin en can alıcı sorusu olarak o buluşmalarda yer alanlar hep bunu dile getirirdi.

“Sen olmazsın, kim?”

Çağrılı kişilerin en çok ismini verdiği aday bir daha süzgeçten geçirdikten sonra son karar için en tepeye, Genel Başkan Recep Tayyip Erdoğan’a gidiliyor.

Hayırlı olsun denildiğinde iş bitiyor.

Emir demiri keser sözü aşağıya sirayet ettiği için Reis'in sözünün üzerine söz söyleyen çıkmıyor, çıkaran da çıkardığıyla kalıyor.

Ak Parti’nin işleyişi böyle.

Yaş sınırı nedeniyle yeniden aday olmayan Temiztürk’ün yerine kimin geleceği 1. Ankara Sefer’inde netleşmemiş olsa da…

İkincisinin eli kulağındadır.

Yeni bir tur olacak demektir.

Akla şu soru da geliyor:

Şu sıralar olağanüstü kongre süreci içine giren CHP'de genel merkez olağan kongreler öncesi böyle bir yol izleme niyetine girse ne olur?

ŞİİRLE YOLCULUK…

Kimse tanıdığın gibi kalmıyor

Bir gün bakıyorsun sıcak

Bir gün bakıyorsun buz gibi

Fark ediyorsun ki…

İnsanlarda değişiyor mevsimler gibi

-Edip Cansever-