Birçok özelliğini art arda sıralayabilirsiniz.
Sanayi kenti…
Tarih kenti…
Tarım kenti.
Turizm kenti diyebilirsiniz.
Hatta son yıllarda dört bir yanını çeviren rüzgârgüllerinden dolayı yenilenebilir enerjiyle de tarif edebilirsiniz Bursa’yı.
Bütün bu özelliklerinin yanına spor kenti de eklenebilir.
Bursaspor, Türkiye’nin en önemli altyapısına sahip kulüplerinden birisiydi.
Belki hala öyledir ama Süper Lig’den üçüncü lige kadar gerilemesiyle eski cazibesini koruması elbette ki zor.
Ama spor konusunda potansiyeli hala yüksek bir kent.
Birçok özelliği tek bir çatıda buluşturan Bursa’nın aynı zamanda güçlü bir spor kenti olabilecek potansiyeli var.
Ama spor sadece futbol değil.
Birçok şehrin, birçok ülkenin bakışı maalesef böyle.
Daha çok futbol.
Basket, voleybol gibi branşlar bir parça.
Güreş, boks, hentbol, az biraz jimnastik.
Yüzme…
Okçuluk.
Tenis.
Badminton.
Körling.
Binicilik.
Eminim ki bu saydıklarımızın ötesinde de gelişmeye başlayan spor dalları var.
Sporun daha yaygın hale gelebilmesi için Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın yerel yönetimleri çok daha fazla desteklemesi gerekiyor.
Bugün göz önünde bulunmayan spor dallarının gelişiminde daha çok belediyelerin desteği öne çıkıyor.
Binicilik gibi dallarda ise bu spora gönül verenler kendi başlarına kalıyor.
Basket ve voleybol da salonlar olmasına rağmen artan potansiyeli karşılamada yeterli olup olmadığı tartışılır gözüküyor.
Atletizm Bursa'da sahip olduğu stadyum sayesinde bir parça önde gibi…
Ama atletizm pistleri yine de sınırlı.
Bisiklet sporuna uygun parkurlar yok denecek kadar az.
Hentbol, masa tenisi, jimnastik gibi branşlar birkaç okul ve daha çok belediyelerin desteğiyle ayakta kalmaya çalışıyor.
Maddi sıkıntılar burada daha da belirgin.
Birçok amatör spor kulübü maddi imkânsızlık içinde kıvranıyor.
Sporcular yeteri kadar malzeme desteği alamıyor.
Ailesinin bütçesi yetmeyen ama yetenekleriyle parlayan birçok genç sporu bırakıyor.
Okul ve spor çelişkisi de çok öne çıkıyor.
Öğrenciler, maç için şehir dışına gittiklerinde derslerinden geri kaldıkları için sıkıntı yaşıyor.
Sporla ders arasında sıkışan gençler, ya derslerini ya da hayallerini seçmek zorunda bırakılıyor.
Oysa Bursa gibi bir şehir, hem akademik başarıyı hem de sportif gelişimi destekleyebilecek güce sahip.
Medya ilgisizliği de cabası.
Futbola sayfalar ayrılırken; diğer dallarda madalya kazanan gençler küçücük bir haberle geçiştiriliyor.
Hâlbuki onların başarısı, koca bir şehrin gururu olmalı.
Bursa, sadece tarihiyle değil, sporuyla da adını duyurabilir.
Ama bunun için amatör sporlara sahip çıkmak şart.
Yerel yönetimler, spor tesislerini artırmalı; kulüplere düzenli destek vermeli.
Üniversite ve orta öğretimde sporculara akademik kolaylık sağlanmalı.
Bursa'nın amatör sporcuları bugün zor şartlarda mücadele ediyor.
Eğer bu şehir, onların elinden tutarsa, yarının şampiyonları bu topraklardan çıkacaktır.