Tam bir açmaz içinde günler, geceler geçiriyoruz.
Olup bitenin uzağında günlük yaşamını sürdürmeye çalışan milyonlarca yoksulun yoksulluğunu artıran tuhaf olaylar zincirinin iki önemli halkası var.
Öncelikli olanı siyaset.
İktidar, ekonomik sorunları çözemediği gibi muhalefet bloğunun seçilmişleri tarafından yöneltilen belediyeleri kıskacına almayı sürdürüyor.
İstanbul Belediye Başkanlığı’nı üç kez kazanan Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasına yol açan iddiaların toplumu tatmin edememesi iktidar kanadını zayıflatırken, yargıya olan güveni de diplere doğru itmeye devam ediyor.
Eğer katı bir iktidar yanlısı değilseniz, son beş altı ay içinde yaşanan gelişmeler, CHP’ye dönük sindirme, yıldırma operasyonu algısıyla bütünleşiyor.
Bu da…
Anket sonuçlarına yansıyor.
CHP ile Ak Parti arasındaki makas her geçen gün CHP lehine açılıyor.
Bütün anketlerin değişmeyen sonucu bu.
Hatta…
İktidarın sesi olarak kabul edilen Abdulkadir Selvi gibi isimler bile bu duruma dikkat çekmek zorunda kalıyor.
Bu yönde yazılar yazıyor.
Dün ve bugün yaşanan CHP’ye kayyum atanacak iddiasının, beklentisinin ekonomiye verdiği zarar, Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla gelişen süreçteki 45 milyar dolar boyutlarına gelmese de epey bir sarsıntı yarattığı anlaşılıyor.
İktidar yanlısı Rasim Ozan Kütahyalı’nın attığı tweet sonrası borsada yaşanan gelişmeler üzerine Adalet Bakanlığı açıklama yaparak, “Yok böyle bir şey” dese de…
“Ateş olmayan yerden duman tütmez” sözünü unutmamak gerekir.
Maalesef, Türkiye’de artık olmaz denilen her şey olabiliyor.
Anayasa Mahkemesi’nin kararlarının uygulanmadığı bir ülkede yaşıyoruz.
Hukuk yoksa…
Güçlülerin hukuku devreye girer.
Türkiye’nin yarattığı algı bugün için bu…
Kaldı ki…
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 38. Olağan Kurultay’a ilişkin şaibe iddiaları üzerine Nisan başında aynı delegelerle 21. Olağanüstü Kurultayı toplamış, rekor bir oyla genel başkan seçildiği gibi Parti Meclisi’nin de firesiz seçilmesini sağlamıştı.
Açıkçası yordular bizi…
Can Yücel’in dediği gibi…
“Bazen hayat yorar insanı...
Şarkılar yorar,
Beklemek yorar,
Özlemek yorar,
Affetmek yorar,
Hoş görmek yorar,
Boş vermek yorar.
Ve insan susar...
Herşeye ve herkese rağmen,
Elinden gelen tek şeyi yapar,
Bağıra bağıra susar.”
Yani, Orhan Veli’nin vurgusuyla kelimeler yaşananlar için artık kifayetsiz kalıyor.