"Yurtta barış dünyada barış”

“Tanrı İsrail'i korusun,

Tanrı İran'ı korusun,

Tanrı Orta Doğu'yu korusun,

Tanrı ABD'yi korusun ve Tanrı dünyayı korusun.”

Bu sözlerin sahibi seçildiği günden bu yana ne yaptığını kimsenin pek de anlayamadığı ABD Başkanı Trump.

Trump’ın bu açıklamalarının ardından hem İran tarafı hem de İsrail, 13 gün önce başlayan füze savaşlarının sona erdiğini kendi resmi televizyon ve haber ajanslarından duyurdular.

Böylece…

Savaşın içinde olmayan ama savaşın ekonomik sonuçlarına katlanmak zorunda kalan ülkeler açasından da ciddi kayıplar oluşturmaya başlayan bir süreç sona ermiş oldu.

Bu kararın ABD’nin füze ve savaş uçaklarıyla İsrail’in yanında fiziki olarak da yer almasıyla İran'ın petrol geçiş noktası Hürmüz Boğazı'nı kapatma kararı alması ve sonrasında Katar’daki ABD’nin en büyük üssüne füze göndermesinden sonra gelmiş olması…

Dünya gerçeğini bir kez daha ortaya koymuş oldu.

Savaşlar, günümüz koşullarında en güçlü ülkelerin bile ekonomilerini çökertecek duruma geldi.

Çünkü kara savaşı olmadan bir ülkeyi hizaya getirmeye füzeler de, uçaklar da yetmiyor.

İran’ın insanlarını demokrasiden yoksun sefalet içinde bırakan yönetim anlayışının silaha yaptığı yatırım ABD gibi bir dünya devini arkasına alan İsrail’i durdurdu.

Aşılmaz diye düşünülen hava kalkanını parçaladı.

Füzeler İsrail’in ciğerlerine düştü.

ABD, savaşa müdahil oldu ama sürecin gideceği yer, bu süper gücün bile geri vites yapmasına neden oldu.

İyi mi oldu?

İyi oldu.

Küresel bir savaşın eşiğinden dönüldü.

Bu noktada Trump’ın şu açıklaması dikkat çekici hale geliyor.

“Bu, yıllar sürebilecek ve tüm Orta Doğu’yu yok edebilecek bir savaştı - ama öyle olmadı ve asla da olmayacak!"

Tabi bu cümlede kesinlik ifade eden bir durum var.

Trump, “Asla da olmayacak” diyor.

Bu kadar kesin bir dil kullanıyor.

Birçok konuda benzer keskinlikte sözlerini duyduğumuz Trump’ın bir kez olsun haklı çıkmasını kim istemez ki…

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Savaşlar mecburi olmadıkça cinayettir” sözünü dünyadaki bütün meydanların en görünür yerlere yazmak gerekir.

İsrail-İran ve tabii Amerika üçgeninde gözüken ve arka planında başka ülkelerinde olduğu bir sürecin sona ermesi Türkiye açısından yeni bir mülteci akınını durdurmuş oldu.

Irak ve Suriye hattındaki savaşlar nedeniyle mülteci akınına uğrayan ülke İran'dan gelecek yeni bir mülteci sorunuyla karşı karşıya kalacaktı.

Kırılgan, özellikle son yıllardaki hatalar nedeniyle kötüleşip, ağırlaşan ekonomi enerji fiyatlarını dalgalandıran savaşın devam etmesi halinde çok daha kötü sonuçları önümüze çıkaracaktı.

En kötü barış, savaştan iyidir.

Atatürk’ün bir sözünü daha hatırlatalım.

“Yurtta barış, dünyada barış.”