Futbol Panorama: Pozitif mi negatif mi?

YAZI I Samet ZİNCİROĞULLARI

KÜME DÜŞMEK FACİA MI?

Bitime 6 hafta kala artık netleşen bir tablo var.
Tarihe geçecek bir sürpriz olmaz ise 28. maçlar sonunda ligde son 4 sırada bulunan Bursaspor, Göztepe, Akhisarspor ve BB Erzurumspor'dan 3'ü küme düşecek.
Küme düşmek dünyanın sonu mu? Değil.

Hatta dünya üzerindeki istisna örneklerden Alman kulübü St. Pauli fazla endüstriyelleşme korkusundan, ülkemizde Altınordu da özkaynak düzenine yönelme ile oyunculara fazla maaş vermeme prensipleri sebebiyle en üst ligde mücadele etmek istemez. Alt ligler onların misyonuna daha daha uygun gelir.

Doğru, uzun ve ayakları yere sağlam basan hem ekonomik hem de sportif planlamayla alt lige düşmek bir "facia" değil.
Yakın tarihte bu kurduğum cümleye pozitif örnek olarak Ç. Rizespor, Sivasspor, Kayserispor ve Gençlerbirliği takımlarını sayarız. 3'ü küme düştüğü sezon kadrosunun yarısından fazlasına koruyarak tekrar üst lige çıktı, biri de bu sezon henüz ilk senesinde Süper Lig'e geri dönmek üzere.

Negatif örnekleri de görmezden gelemeyiz.
Bucaspor, Orduspor, Mersin İdman Yurdu, Gaziantepspor, Karabükspor ve Eskişehirspor da her anlamda plansız yapılar üzerine kurulu ve küme düştüğü an sudan çıkmış balığa dönen ekipler.
Bursaspor 28. hafta itibariyle alt lige düşmesi muhtemel takımlardan.

Yeşil Beyazlılar, bu sezonu eğer trajedi ile bitirirse bu ekonomik yapıyla ve plansızlıkla yazının başında bahsettiğim olumlu örneklerden olamayacağı kesin.
Önümüzdeki 6 hafta Bursaspor tarihinin en önemli haftası. Bunu her gün her saat her dakika hatırlatmakta fayda var.

TALİHSİZ GOL VE DAYI

Trabzonspor maçı ile ilgili birkaç kelam etmeden önce Mesut Bakkal Hoca'dan bir ricam var. Bursaspor eski teknik direktörü Samet Aybaba istifasından önceki son birkaç demecinde tepki çeken açıklamalar yapmıştı.
Mesut Hoca da 1-0'lık maçın ardından basın toplantısında "Talihsiz bir gol yedik" dedi.

Değerli hocam, talihli gol nasıl yeniyor? Lütfen 1990'lardan kalma lafları bırakalım gerçeklere dönelim. Şu oyunu soyut ve klişe kelime toplulukları arasında boğmayalım, futbol konuşalım.
Bursaspor, Trabzonspor maçında organize hücumda 1, rakip stoperin hatasıyla da 1 olmak üzere 2 net gol pozisyonu yakaladı.
Sizin kalitenizin üzerinde olan Trabzonspor önünde eldeki malzemeyle zaten bu kadar üretebilirsiniz.

Son haftaların popüler istatistiği "Expected Goals" yani bir maçtaki istatistiklere göre o takımın atması gereken gol sayısı oranından Bursaspor 1.57'yi yakalamış.
Yani Bursaspor'un hayatın doğal akışında en az 1 gol atması gerekirken tabelada attığı gol sayısı sıfır (0) kalmış. Bu sezon sıkça olduğu gibi.
Benim Trabzonspor maçından anladığım bir şey varsa o da şudur ki; bu takım ligde kalacaksa bu Sakho'nun artırdığı oyun kalitesiyle olacak.
Karakteri ve profesyonelliği eleştiriye açıktır. Ama köprüyü geçene kadar Sakho'ya "dayı" demeliyiz.
Çünkü şu bir gerçek ki o sahada yoksa Bursaspor hücumda fazlasıyla tahmin edilebilir oluyor.

LİGİN BOYU KISALIYOR

28. haftada Fenerbahçe ve Galatasaray arasında yine oyun kalitesi olarak can çekişen bir derbi izledik.
Hakem muhabbetleri izin vermiyor ki futbol konuşulsun, futbolcular faul yapmaktan fırsat vermiyorlar ki oyun aksın gitsin.
Artık ligin boyu kısaldı.

Lider M. Başakşehir puan alamadığı haftadan yine kârlı çıktı. İstanbul ekibi 6.şampiyon olmaya sadece 5 galibiyet uzaklıkta.
Ankaragücü devre arasında neredeyse tüm takımı ve teknik direktörünü yenileyerek risk aldı ama bu kumardan kazançlı çıktı. Bu hafta aldıkları 3 puanla Ankara ekibi düşme hattından iyice uzaklaşırken Bülent Korkmaz yönetiminde Antalyaspor ise sessiz sedasız aldığı galibiyetlerle Avrupa potasına girdi.

Aykut Kocaman yönetimindeki A.Konyaspor'un da ligde 9 haftadır kazanamadığını not düşerken oynanan 9 maçta atılan 17 gol ile lig maratonunda en kısır haftalardan birini geride bıraktık.

Haftanın maçı: Beşiktaş-Başakşehir

Haftanın oyuncusu: Adem Llajic (Beşiktaş)

Haftanın golü: Abdulkadir Ömür (Trabzonspor)

Haftanın asisti: Tyler Boyd (Ankaragücü)

Haftanın takımı: Ankaragücü