Hava Durumu

Erdoğan bu sözlerle Davutoğlu'na mesaj mı verdi?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 25. Muhtarlar Toplantısı'nda konuştu. Erdoğan'ın kullandığı 'Önemli olan bulunduğunuz yere nasıl geldiğinizi, unutmamanızdır" sözleri kulislerde Başbakan Ahmet Davutoğlu'na mesaj mı sorusunu akıllara getirdi.

Haber Giriş Tarihi: 04.05.2016 14:07
Haber Güncellenme Tarihi: 04.05.2016 14:07
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahakimiyet.com.tr
Erdoğan bu sözlerle Davutoğlu'na mesaj mı verdi?
Cumhurbaşkanı  Recep Tayyip Erdoğan,  Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda, 25. Muhtarlar Toplantısı'nda konuştu. Erdoğan, "Makamlar, insanlara hizmet için bir araçtır. Muhtar, belediye başkanı da olsanız milletvekili, başbakan, cumhurbaşkanı da olsanız kalbiniz ve zihniniz millete hizmet için çalışmalıdır. Kendi ideolojik saplantıları, kendi çıkarları için hizmet makamlarını işgal edenler  Türkiye'nin birikimini arttırmak şöyle dursun mevcudu da heba etmişlerdir" dedi.

DAVUTOĞLU'NUN SÖZLERİNE YANIT MI?

Başbakan  Ahmet Davutoğlu, dünkü  AK Parti grup toplantısında isim vermeden Pelikan dosyasını yazanlara değinerek "Eski  Türkiye özlemi çeken sanal şarlatan ve müfterilerin ayak oyunlarına izin vermeyeceğiz. Her türlü fitne ve fesattan bizleri rabbimiz korusun. Bu dava için gerekirse makam, mevkiyi ve nefsimi ayaklarımın altına alırım, hiçbir makam bu kutlu davadaki hiçbir arkadaşımın kalbini kırmam, bu ak yürekli kadroların üzülmesine izin vermem" demiş, "Herkes imtihandadır. Sağ ve sol omzumuzda dosya tutanlara bakarız. Onlar hakkı yazsın, gerisi ne yazarsa yazsın. Kim ne yazarsa yazsın, önce bu iki dosya yazıcıya bakın" ifadelerini kullanmıştı.

Erdoğan'ın muhtarlar toplantısında sarf ettiği makamla ilgili sözler, Davutoğlu'na üstü kapalı yanıt olarak algılandı.

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

"MAKAMLAR İNSANLARA HİZMET İÇİN ARAÇ"

Yukarıdaki bazı çalışmalardan dolayı biraz geciktim hakkınızı helal edin.

Tabii ki sizlerle bir araya geliş birilerini de rahatsız edebiliyor. Her ne kadar kendilerini ülkenin yegane sahibi olarak görenler bu durumu kabullenemiyor olsa da bizim için bu buluşmalar çok değerlidir. Çünkü biz hayatımız boyunca millet için ve milletle birlikte siyaset yaptık. Bugüne kadar Allah'ın rızasını ve insanımızın gönlünü kazanmak dışında hiçbir mükafat beklemeden çalıştık, bundan sonra da aynı şekilde çalışmayı sürdüreceğiz. Hesabilik değil, hasbilik bizim en önemli vasfımız, sıfatımız olmalıdır diyorum.

Makamlar insanlara hizmet için bir araçtır. Muhtar da olsanız, belediye başkanı da olsanız, milletvekili de bakan da başbakan da cumhurbaşkanı da olsanız kalbiniz ve zihniniz millete hizmet için çalışmalıdır.

"ÖNEMLİ OLAN BULUNDUĞUNUZ YERE NASIL GELDİĞİNİZİ UNUTMAMANIZ"

Türkiye bu niyetle çalışan kadrolara sahip olduğu dönemlerde tarihi atılımlar yapmıştır. Buna karşılık sadece kendi ideolojik saplantıları, kendi çıkarları için hizmet makamlarını işgal edenler,  Türkiye'nin birikimini artırmak şöyle dursun, mevcudu da heba etmişlerdir. Milletimiz her iki örneği de gördüğü, yaşadığı için karşısına çıkanların notunu hemen ve isabetle vermektedir. Mahallesinde ve köyünde yaşayanların gönlünü kazanamamış muhtarın durumuyla milletin desteğini elde edememiş cumhurbaşkanının hiçbir farkı yoktur. Her ikisinin de sonu hüsran olmaya mahkumdur. Buna karşılık mahallelisinin, köyünün, köylüsünün tam desteğini elde eden bir muhtarı nasıl kimse yıkamazsa, seçimle gelinen diğer hizmet makamındakilerin tamamı da aynı güce ve güvene sahiptir.

Önemli olan bulunduğunuz yere nasıl geldiğinizi, orada ne yapmanız gerektiğini ve hedeflerinizin neler olduğunu unutmamanızdır.

Cumhurbaşkanları 2 dönem yapıyor ama sizin için sınır yok. Siz ne kadar 'benim gücüm yetiyor' derseniz o kadar devam edersiniz. Çünkü gelen muhtarlarımız içerisinde 'ben 30 yıldır muhtarım' diyenler var, bak, '35 yıl' diyenler '32 diyenler var.
(Bu sırada bir muhtarın ayağa kalkarak, "1982 Özal'la beraber" diye seslenmesi üzerine Erdoğan, "Geldin ve devam ediyorsun, Allah ömrünü uzun eylesin inşallah" karşılığını verdi.)

"TARİH KİTAPLARINDA HEP ALDATILDIK"

Bizim 2200 yılı aşkın bir geçmişimiz var. Biz göçebe kabilesi değiliz. Biz devletler kurmuş, tarihi böyle yazmış bir milletiz. Sıkıntımız birikimimizi yeni nesillere aktaramamaktır. Tarih kitaplarında hep aldatıldık. Geçmişi bilmeyince bugün önümüze çıkartılan meseller karşısında ne yapacağımızı bilemiyoruz.

(DOKUNULMAZLIK GÖRÜŞMELERİ) "ORALARI İŞGAL KUVVETLERİ GİBİ, KALKIP İŞGAL ETME GİRİŞİMLERİNDE BULUNDULAR"

Dokunulmazlık görüşmelerinden terör örgütünün marşını söyleyerek çıkan sözüm ona milletvekillerinin de onları birer kahraman edası ile haberlerine taşıyan medya kuruluşlarının da iplerinin nereye uzandığı malumdur.
Parlamento'da sözde milletvekilleri olarak oturumları ne hale getirdiklerini izlediniz. Komisyonda neler yaptıklarını izlediniz. Sıraların üzerinden nasıl atladıklarını gördünüz. Adeta oraları işgal kuvvetleri gibi, kalkıp işgal etmeye ve oralarda danışmamalarına varıncaya kadar vs. bu tür eylemeler yapma girişimlerinde bulundular. Halbuki komisyon başkanı isteseydi ne medyayı ne de danışmanları sokardı. Sadece komisyon üyeleri ile bu toplantıları yapabilirdi. Özgürlük adına böyle bir alan açtı. Alanı maalesef kendilerine verilen fırsatı usulüne uygun kullanmadılar. Bu millet buna layık değil. Bunlar da bu milletin temsilcisi olmaya layık değil.

Türkiye demokratik bir hukuk devleti olduğu için bu meseleleri usulüne uygun çözmenin gayreti içindedir. Dünyada başka hiçbir ülkenin gösteremeyeceği hoşgörüyü, esnekliği, sabrı ortaya koyarak her bakımdan örnek bir mücadele yürütüyoruz.
Çünkü bizim tarihimizde, inancımızda başka bir yönteme izin vermez.

"KİLİSLİ KARDEŞLERİMİZİN OLAYLAR KARŞISINDAKİ SABRINI TAKDİRLE KARŞILIYORUM"

Son zamanlarda  Kilis ilimize  Suriye tarafından sürekli taciz atışları yapılıyor. Bu saldırılarda çok sayıda vatandaşımız ve Suriyeli misafirimiz şehit oldular.  Kilis'e yapılan her saldırıya misliyle karşılık verilmiştir. Verilmeye de devam edilecektir. Kilisli kardeşlerimizin bu olaylar karşısındaki sabrını da takdirle karşılıyorum. Siz oradaki muhacir kardeşlerimize bir ensar olarak her türlü desteği verdiniz. Bunlar tabi ki karşılıksız kalmayacak. DAİŞ, en büyük zayiatı  Kilis'e yaptığı bu tür operasyonlarda ödemiştir ve buna devam ederse onlar daha çok zayiat verecektir. Terör örgütlerinin ülkemize yönelik tacizlerinin gerisindeki niyetleri biz çok iyi biliyoruz. Şundan emin olunuz, başaramayacaklar.

"ŞİMDİ YENİ BİR OYUNU DEVREYE SOKTULAR"

Bir Müslümana kula kul olmak yakışmaz. Biz sadece rabbimizin önünde rükuda eğiliriz. Anadolu toprakları fitneyi, ihaneti kabul etmez. Bu topraklarda ancak birliğe, beraberliğe, dayanışmaya inanalar kök salabilir. Canlı bomba olup masum insanların hayatlarına kast edenler de, Meclis'i terörize edenler de bu kuytu pınardan nasibini alamamış olanlardır.  Türkiye'yi geçmişten kopartıp kişiliksiz bir ülke yapmak istediler, başaramadılar. Şimdi yeni bir oyunu devreye soktular. Nedir o? Terörle canımızı yakıyorlar. Üç fitne… Irkçılık, terör ve mezhepçilik fitnelerinden kurtulmalıyız. Bizde mezhepçilik var mı? Şia, Sünni biz kabul etmiyoruz. Bizi birbirine bağlayan bağ Müslümanlıktır. Bizim en büyük gururumuz budur. Bu ülkede otuzu aşkın etnik unsur var… Biz birbirimiz yaratılanı yaratandan ötürü severiz anlayışı ile seviyoruz.

"YENİ ANAYASA VE BAŞKANLIK SİSTEMİ BİR AN ÖNCE HAYATA GEÇİRMELİ"

Yeni anayasa ve başkanlık sistemi başta olmak üzere milletimizin beklentilerin bir an önce hayata geçirmeliyiz. Büyük projelerimizi takvime uygun şekilde sürdürmeliyiz. Yalan ve fitne çarkı durmaksızın dönse de  Türkiye ak sakallı dedeler, ak saçlı ninelerin gözyaşları ve duaları sayesinde dimdik durmaya devam edecektir. Biz önce Allah'a sonra milletimize güveniyoruz. Sırtını terör örgütüne şu veya bu devlete dayayanların asla anlayamayacakları bir şey varsa milletimizin zorluklar karşısında neler yapabileceğidir."
Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.