Hava Durumu

Gülen cemaatine operasyon mu geliyor?

Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, paralel yapılanmayla mücadele konusunda herkesin gelecek günlerde ne olacağını göreceğini belirterek, "Şu an devlet kurumları gerekli çalışmaları, hazırlıkları yapıyor. Mesele yargıya intikal edecek. MİT tırına yapılan operasyonlar bağışlanabilecek operasyonlar değil. Burada kusuru, kastı olan kim varsa yargı önüne çıkarılacak. Milli güvenlikle ilgili ses kayıtlarında da aynı durum söz konusu" dedi.

Haber Giriş Tarihi: 06.04.2014 13:20
Haber Güncellenme Tarihi: 06.04.2014 13:20
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahakimiyet.com.tr
Gülen cemaatine operasyon mu geliyor?

 İşler, Kanal 7'de yayınlanan "Başkent Kulisi" programında gündeme  ilişkin soruları yanıtladı.

 Ak Parti'deki "üç dönem kuralı"nın sürdürülüp sürdürülmeyeceğine  yönelik soru üzerine İşler, tüzüklerinde yer alan bu kuralın parti  teşkilatlarında şimdiye kadar uygulandığını anımsattı. Kendisinin konuya ilkesel  açıdan yaklaştığını, AK Parti'nin bir ilke partisi olduğunu belirten İşler, halka verilen sözlerin yerine getirilmesinin de  kendilerini diğer partilerden ayırdığını kaydetti. Tüzükteki bu kuralın şartlara  göre yeniden ele alınabileceğini ifade eden İşler, "Eğer şartlar zorlarsa  oturulur, karar verilebilir ve kamuoyunun kabul edebileceği şartlar olursa  elbette ki bu kural kaldırılabilir. Ama şu an ortama baktığımız zaman böyle bir  değişikliğe gidilmesini gerektiren bir şart olduğunu ben şahsen düşünmüyorum.  Eğer bu kural kaldırılacaksa zaten öncelikle Sayın Başbakanımız için bu kuralın  kaldırılmasının söz konusu olması lazım. Sayın Başbakanımız da yaptığı bütün  açıklamalarda, ısrarla 'Ben bu kurala uyacağım' ifadesinde bulunuyor. Çok zaruret  olmadığı sürece bu kurala uyulmasında ben şahsen yarar görüyorum" diye konuştu.
 
Siyasette taze kana, yenilenmeye ihtiyaç olduğunu vurgulayan İşler,  "üç dönem kuralı"nın şu an 70 kişi için geçerli olduğunu, kural kalkmış olsa bile  siyasete devam edeceklerin iki elin parmaklarını geçmeyeceğini söyledi.

 Anayasa Mahkemesinin Twitter ile ilgili kararı konusunda Cumhurbaşkanı  Abdullah Gül ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan arasında görüş ayrılığı çıktığının  belirtilmesi üzerine de İşler, Anayasa Mahkemesinin böyle bir karar almasını  "ilginç" olarak niteledi.
 
Yüksek Mahkeme'ye bireysel başvuru için idari ve yargısal yolların  tüketilmesi gerektiğini hatırlatan İşler, idari ve yargısal yollar tüketilmeden  yapılan başvuruyu Anayasa Mahkemesinin usulden reddetmesi gerektiğini söyledi.  "Bunu neden yaptı, neden esasa girdi? Bu çok manidar" diyen İşler, kararın  TİB'in, yasağın kalkması yönündeki idare mahkeme kararıyla ilgili üst mahkemeye  başvuru yaptığı güne denk geldiğini hatırlattı. İşler, "Demokratik sistemde  kurallar, usuller, prosedürler var. Siz bunlara uymak durumundasınız. Buna  Anayasa Mahkemesi de herkes de uymak durumunda. Bu kararda, Anayasa Mahkemesinin  bu kurallara, usule uymadığını görüyoruz" diye konuştu.
 
Anayasa Mahkemesinin özgürlükçü kararlar almasının toplum açısından  sevindirici olduğunu dile getiren İşler, uluslararası bir şirket olan Twitter'ın  da kurallara uyması gerektiğini söyledi. Gerçek hayatta suç olan hakaretlerin  sanal alemde suç sayılmamasının mümkün olmadığını anlatan İşler, "Benim şahsıma  bile o kadar hakaretler yapılıyor ki, ağza alınmayacak küfür ifadeleri  kullanılıyor. Biz bunlara dava açmayacak mıyız, hesap sormayacak mıyız" dedi.
 
AK Parti'nin yasaklarla mücadele ettiğini, iktidarları döneminde  birçok yasağın kalktığını kaydeden İşler, "Bizim interneti, sosyal medyayı  yasaklamamız gibi bir durum söz konusu olamaz. Hürriyetlerin de bir sınırı  vardır, o sınıra herkesin uyması gerekir. Twitter'ın da Türkiye mahkemelerinin  vermiş olduğu kararlara uyması gerekmektedir. Twitter'ın başka ülkelerde mahkeme  kararları dahi olmadan hükümetlerin taleplerini, TİB muadili kurumların  taleplerini gerçekleştirdiğini görüyoruz. Peki Türkiye'ye neden bunu yapmıyor? Bu  mesele bir milli mesele haline geliyor artık" değerlendirmesinde bulundu.
 
Başbakan Yardımcısı İşler, "Seçim öncesinde bir paralel yapılanma  kavramı ortaya çıktı, bu konularda ne yapacaksınız? Elinizde somut veriler var  mı" sorusunu yanıtlarken, 17 Aralık ve 25 Aralık operasyonlarının ardından bu  yapıyla mücadelenin başladığını, bürokrasi ve idarede gerekli adımların  atıldığını söyledi. "HSYK Kanunu'nda değişikliğe gittik, orada bir düzenleme  yaptık. Emniyet içerisinde, bürokraside, idare mekanizmasındaki bu yapının  elemanlarını pasifize etmiş durumdayız. Yine çalışmalar da devam ediyor" diyen  İşler, seçimlerden önce de İçişleri Bakanlığının belli konularda suç duyuruları  da olduğunu anımsattı.
 
'OPERASYON MU BEKLEYECEĞİZ'
 
"Paralel yapılanmayla ilgili operasyonlar mı bekleyeceğiz" sorusuna da  İşler, "Önümüzdeki günlerde herkes ne olacağını görecek. Şu an devlet kurumları  gerekli çalışmaları, hazırlıkları yapıyor. Mesele, yargıya intikal edecek. MİT  tırına yapılan operasyonlar bağışlanabilecek operasyonlar değil. Burada kusuru,  kastı olan kim varsa yargı önüne çıkarılacak. Milli güvenlikle ilgili ses  kayıtlarında da aynı durum söz konusu" yanıtını verdi.
 
Devlet içinde paralel devlet olmaya gayret edenlerle mücadele  ettiklerine işaret eden İşler, "Ama hala kendini cemaat olarak gören, okullarda,  dershanelerde hizmet eden, çalışan insanlarla bir alıp veremediğimiz söz konusu  olamaz. Biz onları zaten baştan itibaren ayırdık" dedi.
 
"Gülen grubunun seçimlerdeki etkisi nasıl oldu" sorusu üzerine ise  İşler, şu ifadeleri kullandı:
 
"Belli yerlerde etkisi oldu, bunu kimse inkar edemez. Mesela Ankara'da  CHP adayının yüzde 44 civarında olması bu etki olmadan düşünülemezdi diye  değerlendiriyorum. Belli yerlerde CHP, MHP ve BDP adaylarının desteklenmesinin  kısmen başarılı olduğunu düşünüyorum. Bundan dolayı da bizim bazı yerlerde  belediyeleri kaybetmemize yol açtılar. Biz 8-10 ili daha çok daha rahat  alabilirdik. Birleşme konusunda paralel yapının da katkısı olduğunu düşünüyorum  ama oy oranının artırılması konusunda hiçbir etkisi olmadığı veya çok cüzi bir  etkisi olduğu da gayet net bir şekilde ortaya çıktı. Paralel yapının CHP ve MHP  ile bu kadar iç içe, kol kola, el ele olması o tabanlarda da çok ciddi  rahatsızlıklara yol açtı."
 
Fetullah Gülen'in avukatı tarafından kendisine 50 bin liralık tazminat  davası açıldığının hatırlatılması üzerine de İşler, açıklamalarında Gülen'e  hakaret etmediğini vurguladı.
 
İslam dinine göre insanların yapıp ettiklerinden sorumlu olduklarına  dikkati çeken İşler, şu değerlendirmeyi yaptı:
 
  "Biz, insan, Müslüman ve birey olarak birilerini sevebiliriz, gönül  bağımız olabilir ama bu bizim aklımızı kiraya vermemizi gerektirmez. Biz aklımızı  kiraya vermek durumunda değiliz. Eğer insanlar akıllarını kiraya verirse bir  takım çıkmazla karşı karşıya kalıyorlar. Talimatla 'falan partiye oy verin'. Bu,  kabul edilebilir bir şey değildir. Bu ne insani ne İslami ne Kuranidir.  İnsanların vicdanlarına sorması lazım. Cemaatteki kardeşlerimiz, geçmişte  kendilerin söven, her türlü hakareti yapan CHP'ye mührü bastılarsa,  basabildilerse bunun vicdani muhasebesini çok iyi yapmaları gerekir. Talimatla  böyle bir iş yapılırsa bunu o vicdanların reddetmesi lazım."
 
AK Parti'nin Cumhurbaşkanı adayının kim olacağı konusunda tartışmalar ve tahminler devam ederken Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler bu konuda da ilk kez tarih verdi.
 
CUMHURBAŞKANI ADAYI MAYIS'TA NETLEŞECEK
 
Partisinin cumhurbaşkanı adayının Mayıs ayında netleşeceğinin altını çizen Başbakan Yardımcısı İşler, cumhurbaşkanlığı konusunda henüz netleşen bir yol haritasının da olmadığını dile getirdi.
 
Halkın doğrudan cumhurbaşkanını seçmesinden sonra sistemde sorunlar yaşanacağını sözlerine ekleyen İşler, erken seçim iddialarına da net tavır koydu: Erken seçimi gerektirecek bir durum yok.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.