Hava Durumu

Mavi bebek oyunu nedir? Mavi Bebek oyunu neden tehlikeli?

Çocuklar için tehlike saçan Mavi Balina ve Momo isimli oyunların ardından şimdi de çocuklara intihara sürüklediği iddia edilen Mavi Bebek (Blue Baby) adlı oyun ortaya çıktı. Çocuklarını korumak isteyen ebeveynler Mavi Bebek oyunu hakkında araştırma yapmaya başladı. Uzmanlar Mavi Bebek oyunu hakkında ailelere uyarılarda bulunmaya devam ediyor. Aile, çift ve evlilik terapisti uzman psikolog Naciye Tokaç, Mavi Bebek oyunu hakkında bilgi verdi.

Haber Giriş Tarihi: 15.07.2020 17:11
Haber Güncellenme Tarihi: 15.07.2020 17:11
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursahakimiyet.com.tr
Mavi bebek oyunu nedir? Mavi Bebek oyunu neden tehlikeli?

Teknolojinin içine doğan çocuk ve gençler internette oldukça fazla zaman geçiriyor. Özellikle online oyunlara düşkünlüğü olan çocuk ve gençler sanal dünyanın eğlence ve iyi zaman geçirme etkinlikleri gibi faydaları yanında fark edemedikleri tehlikelerle de karşı karşıya kalıyor. Bu tehlikelerden bazıları oyunlar içerisinde kendisini gösteriyor.

Mavi Bebek oyunu nasıl oynanıyor?

Daha önce Momo, Mavi Balina gibi oyunlarda karşımıza çıkan temanın şimdi de Mavi Bebek oyununda işlendiği düşünülüyor. Oyunlarda ortaya koyulduğu belirtilen tema şu şekilde:

Oyunu oynayan oyuncuya oyundaki seviyenin geçilebilmesi için belirli zaman aralıklarında gerçekleştirilmesi gereken görevler veriliyor ve oyuncu bu görevleri geçtikçe oyunda seviyesi yükseliyor. Görevler geçildikçe zorluk seviyesi artıyor ve en son seviyede oyuncudan son görev isteniyor ve oyun bitiyor.

Bahse konu bu oyunların diğer online oyunlardan belirgin farkı olduğunu söyleyebiliriz. Tüm online oyunlarda seviyeleri geçmek için zorlu aşamaların geçilmesi gerekir ancak bahsettiğimiz bu oyunlarda görevleri oyuncunun gerçek yaşamında gerçekleştirmesi gereken eylemlere dayanıyor olması önemli.

Oyuncu seviyeyi geçmek için kendisinden istenen örneğin; "banyoya git, kapayı kapat, ışıkları söndür ve bebeği uyut" komutunu gerçekleştirmesi gerekir. Bunu yapmak için oyuncu banyoya gitmeli, ışıkları söndürmeli ve oyunun açık olduğu telefonu kucağında bebek gibi sallamalı. Bunun gibi gerçek eylemlere dayalı komutlardan oluşan oyun oyuncunun ileri sevilerde kendine zarar vermesine kadar gittiği iddia ediliyor.

Bu tür oyunlarla ilgili farklı ülkelerden ve ülkemizden de edinilen bilgiler, bu oyunların genellikle 9-16 yaş arası çocukları ve daha çok erkek çocukları hedef aldığı, kısa süreli bir oyun olduğunu düşünülüyor. Oyunun en sonunda ise çocuğun kendisine zarar vermesini içeren son seviye görevi yer aldığı iddia ediliyor.

Neden bu tür çocuklara zarar veren oyunların yazıldığı düşünüldüğünde; bu tür oyunlarla hedeflenmek istenenin bireyleri etki altına alma güdüsünün yarattığı güç arzusunun yattığını söyleyebiliriz. Oyun yazarlarının çocukları etkilemenin tatminini yaşadığı hem de bunu bir eğlenme amacıyla gerçekleştirdiği düşünülürken, ayrıca siber korsanlık yani kişisel bilgilerin ele geçirilmesi amacıyla da kullanıldığı düşünülüyor.

Çocuklar neden bu oyunu oynuyor?

Çocuk ve gençleri bu tür oyunlara nelerin ittiği düşünüldüğünde; artık dışarıda daha aktif şekilde geçirilen vakitlerin azalması ve çocukların teknolojiyi kolay ve aktif kullanmalarını söyleyebiliriz. Bir diğer etken arkadaş ilişkilerinin baş başa yapılan eylemlerden ziyade sanal oyunlar yoluyla devam ettiği, akranlar arasında oyunlar üzerinden bir iletişim kurulabildiğini ve arkadaş gruplarında söz alabilmek için benzer bir dil kullanılmasını söyleyebiliriz. Dışlanmak istemeyen çocuk arkadaşlarıyla benzer eylemleri gerçekleştirmek ister.

Bilgisayar veya telefon ile oynanabilen bu oyunlara ilgiyi artıran bir diğer etken de çocuğun içinde bulunduğu aile içinde iletişim ve buna bağlı etkileşimin yetersizliğidir. Eğer çocuk ve genç aile içinde yeterince iyi ilişkiler kuramıyor, anlaşıldığını hissedemiyorsa, başka bir deyişle aile ortamı çocuğun aile bireyleri ile vakit geçirmesi için oyunlara nazaran daha cazip gelmiyorsa çocuğun oyunlara düşkünlüğü fazla olacaktır. Problemli ve kavga ortamı olan aile ortamlarının ise oyunlara düşkünlüğü doğrudan etkilediğini söyleyebiliriz.

Çocuklar şantaja maruz kalabiliyor

Çocuk ve gençlerin internet ve sosyal medya gibi mecralarda siber zorbalığın her türüne ki bunlardan en önemlileri, istismar, taciz ve dolandırıcılık olmak üzere, sıklıkla maruz kaldıklarını görmekteyiz. Çocuk ve gençler bu tür durumlarla karşı karşıya kaldıklarında ilgili ve destekleyici, sorunlarını açabileceği bir aile ortamına sahip değilse destek istemek yerine korkmakta ve zorbanın taleplerine boyun eğmek zorunda kalır. Ancak Mavi Bebek gibi bu oyunlar için belirtilen önemli bir durum var ki oyun boyunca interaktif bir şekilde iletişim içinde olunan oyuncunun kişisel bilgilerinin elde edildiği ve çocuk veya gencin bu yolla tehdit ve şantaja maruz kaldığı iddia edilmektedir. Oyunun en sonunda ise bu bilgiler kullanılarak yapılan tehdit ve şantaj yoluyla çocuk veya gencin kendisine zarar vermesi istenmekte olduğu düşünülüyor.

Çocukların bu tür oyunlara erişiminin engellenmesi öncelikle mutlu bir yaşamdan geçiyor. Çünkü yaşamlarında sevgi ortamında büyüyen ve sevildiğini hisseden çocuk sanal ortamda karşılaştığı herhangi bir siber zorbalık durumunda ailesine bilgi veriyor ve zorbalığın kurbanı olmayabiliyor. Bilgi verebileceğini ve ailesinin kendisine tepki vermekten ziyade koruyabileceğinden emin olan çocuk işbirliğini oyunla değil aile bireyleriyle kuruyor.

Çocuğun aynı zamanda merak duygusundan da beslenen bu oyunlar çocuğun sonra ne olacağını bilme arzusundan dolayı oyundan kopamayacağı üzerine dizayn ediliyor.

Bu tür oyunlardan çocukların korunabilmesi için çocuğun kullandığı bilgisayar, tablet ve telefon gibi cihazların kontrolünün ebeveyninde olması, sosyal medya hesaplarının aynı zamanda ebeveyninin de kontrol edebilmesi önemli. Çocuğun kendisinin oyun indirirken ailenin belki mail/telefonuna onay kodu gitmesi gibi önlemler alınabileceği gibi şifreleme yapılması da bir seçenek olabilir. Ancak tüm bunların çocuk ile iyi bir iletişim içinde olunduğu ve gerekçelerini çocuğun anlayabileceği bir anlayışla ifade etmenin önemini de belirtmek gerekli. Sadece yasak koymak çocuk ile ebeveyn arasındaki iletişimi bozmaktan başka bir işe yaramaz.

Peki aileler ne yapmalı?

Aileler, ebeveynler çocuğunun siber zorbalığa maruz kaldığını nasıl anlayabilir ve böyle bir durumda ne yapmaları gereklidir? Çocuğun gündelik yaşam içindeki tutum ve davranışlarında belirgin değişiklikler olmaya başlayabilir. Uyku sorunları, ağlayarak uyanma ve tekrar uyumakta güçlük, iştahta azalma, çiş ve dışkı kaçırma, ani tırnak yeme gibi problemler görülmeye başlanabilir. Özellikle internete eriştiği zamanlarda ajite bir görünüm, yani korku, heyecan belirtileri, tırnak yeme, el oğuşturma, göz bebeklerinde büyüme gibi davranışlar gözlenebilir.

Yalnız kalmak istememe, karanlık korkusu, konuşmada azalma, ağlama gibi daha önce olmayan ve ani başlayan korkular görülebilir.

Bu durumda ebeveynin telaşlanmadan öncelikle çocuğuyla konuşmayı denemesi; onun her koşulda yanında olduğunu hissettirmesi, her ne olursa olsun kendisinden önemli hiçbir şeyin olmadığı mesajını verecek tutum ve davranışlarda bulunması gerekli. Bu tutumlar çocuğun ebeveynine ve dolayısıyla kendisine güvenmesini sağlayarak çocuğun ebeveynine duygularını açmasını sağlayabilir. Kendisini güvende hisseden çocuk maruz kaldığı siber zorbalığa karşı ebeveyni ile işbirliği içinde bu durumun üstesinden gelebilir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.