Hava Durumu

#Tarih

Bursa Hakimiyet - Tarih haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tarih haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Raif Kaplanoğlu servet değerindeki hazinesini Bursa'ya bağışlıyor! Haber

Raif Kaplanoğlu servet değerindeki hazinesini Bursa'ya bağışlıyor!

Bursa tarihi üzerine yaptığı araştırmalar ve yayımladığı eserlerle tanınan Kaplanoğlu, arşivini bağışlama kararı aldı. Kaplanoğlu, Bursa Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki Kent Tarihi Araştırmaları ve Arşiv Şube Müdürlüğü'ne dilekçe yazarak arşivini bağışlamak arzusunda olduğunu bildirdi. Plan ve Bütçe ile Hukuk Komisyonlarının bağışla alakalı hazırladığı rapor Büyükşehir Belediye Meclisi'nde kabul edildi. Kabul edilen rapora göre; Kaplanoğlu ile Kent Tarihi Araştırmaları ve Arşiv Şube Müdürlüğü arasında arşivin teslimi için protokol imzalanacak. Kaplanoğlu'nun koleksiyonunda Bursa'nın tarihi, kültürü ve yaşamına dair yaklaşık 6 bin kitap, yaklaşık bin adet daha önce benzerine rastlanmamış Bursa'ya ait tek nüsha gazete, yaklaşık 400 adet birçoğu tek nüsha olan Bursa dergisi, 1894 tarihli Bursa'ya ait Fransız sigorta haritası (ünik tek nüsha), 1909 tarihli Bursa'ya ait Fransız kanalizasyon haritası ve 10 kadar farklı tarihi harita, yüzlerce çoğu tek nüsha efemera (karspotal, davetiye, reklam vs) ve fotoğraf, 12 adet cam negatif Bursa fotoğrafı, dijital ortamda yaklaşık 100 bin adet fotoğraf ve efemera bulunuyor. KAPISINI BURSA HAKİMİYET'E AÇTI Uzunca bir süre Bursa Hakimiyet Gazetesi'nde de köşe yazıları kaleme alan Kaplanoğlu, bağış kararının arka perdesini bursahakimiyet.com.tr'ye anlattı. Bağış kararını duyar duymaz telefonla ulaştığım Kaplanoğlu, röportaj teklifimizi kabul etti. Hisar'da adeta kütüphaneye çevirdiği evinde bizi ağırlayan Kaplanoğlu, sorularımızı içtenlikle yanıtladı. Sorduğum soruları aşıp sormam gerekenlerin de cevabını veren Kaplanoğlu; koleksiyonculuğa nasıl başladığını, arşivinin en kıymetli parçalarını ve bağış sürecini anlattı. "GÜNDE EN AZ 10 SAAT KİTAP OKURDUM" Bursa’da tarih denince akla gelen ilk isim olan Kaplanoğlu, tarih öğretmeni olmasının doğal bir sonucu olarak bu alana ilgi duyduğunu, özel bir sebebi olmadığını söyledi. Ancak sıradan bir öğretmen olmamak için çok okuyan bir insan olduğunu ifade eden Kaplanoğlu, ömrünün 40-45 yılını günde 10 ile 15 saat arasında kitap okuyup yazarak geçirdiğini de ekledi sözlerine. "YENİ KİTAP ÇIKARMAYACAĞIM" 1988 yılından bu yana 96 kitap çıkaran, yüzlerce sempozyum bildirisi ve yazı kaleme alan Kaplanoğlu, bildiri dışında yayın yapmama kararı aldığını ifade etti. Çok yoğun çalıştığı için beyninin sürmenaj olma noktasına geldiğini söyleyen usta yazar, "Artık daha az çalışıp daha fazla sosyalleşeceğim. Zaten 10 senedir Bursa kitapları yapmıyorum." şeklinde konuştu. "BURSA ÜZERİNE YAZACAK BİR ŞEY KALMADI" Osmanlı kuruluş coğrafyasına ait 28 tahrir defteri yayınladığını belirten Kaplanoğlu, "Artık Bursa üzerine çok fazla çalışmıyorum çünkü yazılacak bir şey kalmadı, hep birbirinin tekrarı... Benim en çok üzerinde durduğum konu Bursa Araştırmaları Dergisi. Tam 15 yıl boyunca çıkarttım. Dergiyi, yarısını profesörlere, bir kısmını da hiç hayatında yazı yazmayan kişilere yazılar yazdırarak yayın hayatına soktuk. Bu insanlar sonra yazar oldular, kitaplar yazmaya başladılar. Sadece benim yazmam yeterli değil, başka insanların da Bursa üzerinde araştırma yapması, kafa yorması açısından önemliydi." dedi. "SADECE BELGE OLARAK BAKIYORDUM" İlk aşamada topladığı eserlere koleksiyon değil de belge olarak baktığını kaydeden Kaplanoğlu, " Antikacıda bir şey gördüğüm zaman işime yarıyorsa fotokopisini ya da fotoğrafını çekiyordum. Öylece kullanmaya gidiyordum çünkü o zaman koleksiyonculuk pahalı bir işti. Dolayısıyla koleksiyonerlik yapmak o zaman için benim gücümün yeteceği bir şey değildi." şeklinde konuştu. "KOLEKSİYON YAPMAYA KARAR VERDİM" Koleksiyonculuk macerasının nasıl başladığını anlatan Kaplanoğlu, "Bir antikacı Nuri'ye (Kolaylı) gelmiş, o da beni aradı. Adını sanını bilmediğimiz bir sürü Bursa gazetesi vardı. Muazzam bir şey, hazine yani. O zamanki imkânları zorlayarak satın aldım. Osmanlıca gazeteleri okuyunca, o bilgilerin Bursa kültürü, tarihi için ne kadar önemli olduğunu anladım ve bu tür bir koleksiyon yapmamın çok önemli olduğuna karar verdim. O olay benim koleksiyoner olmamı sağladı." dedi. Elindeki Osmanlı, Cumhuriyet ve 1950 yılı öncesi döneme ait gazetelerin çoğunun tek nüsha olduğunu belirten Kaplanoğlu, "Benim koleksiyonumun en zengin bölümü adı sanı bilinmeyen, çoğu da tek nüsha olan gazeteler. Ben kendi çalışmalarımda belki 10 tane kitap yazmışımdır bu gazetedeki bilgilerle. Başkaları da başka biçimde oradaki haberleri, oradaki şeyleri değerlendirip yazabilir." ifadelerini kullandı. İstanbul'daki antikacı bir dostundan Bursa’yla ilgili, başka bir yerde olmayan eşsiz haritalar aldığını kaydeden yazar, "Bir şehir planı; yani sigorta haritası ama 1893 yılındaki bütün şehrin ayrıntılı planı. Bir de kanalizasyon haritası var. Bu haritalar müthiş çünkü şehrin gelişimiyle ilgili bütün bilgileri ortaya koyan bir belge. Bu haritalar belki onlarca tezde, kaynakta, kitapta, makalede kaynak olarak kullanıldı, hâlâ da kullanılıyor. Yani bu iki harita birçok çalışmada kaynak olarak kullanılacak ve kullanılmaya devam edecek. Bursa ile ilgili dergiler, Osmanlıca kitaplar ve eski kitaplar topladık. Hatta geçenlerde bir defter buldum, onu da aldım: Osmanlı döneminde birisi Çekirge'de yaklaşık 100 tane sokağın planlarını çıkarmış." şeklinde konuştu. "BAĞIŞ FİKRİ BENDEN ÇIKMADI" Ömrü boyunca biriktirdiği bu eşsiz eserleri neden şimdi bağışlama kararı aldığını sordum Kaplanoğlu'na... Arşivinin bir hazine olduğunun farkında olduğunu ifade eden Kaplanoğlu, "İlk önce ileride bir vakfın kurulup arşivin de burada muhafaza edilmesi gerektiğini düşünüyordum. Düşündüğümüz gibi olmayınca arşivin heba olmaması için bu kararı aldım." dedi. Fikrin de kendisinden değil eski CHP Bursa Milletvekili Ceyhun İrgil'den çıktığını açıklayan Kaplanoğlu, "Aslında kafamda böyle bir şey yoktu. Ceyhun gitmiş, anlaşma yapmış. Başkanla konuşmuş, daire başkanıyla konuşmuş. İşi bitirdikten sonra gelip, 'Ağabey, böyle şey yapar mısın?' dedi. Ben de 'Sen yaptıysan sıkıntı yok, tamam.' dedim. Resmi kurumda, daha disiplinli bir şekilde bu arşivin, koleksiyonun tutulmasının daha doğru olduğunu anladım. Ceyhun muazzam bir adam, Bursa için en büyük değerlerden bir tanesi. Aslen Muğlalı olmasına rağmen eşinden dolayı Bursa’ya belki benden çok daha fazla katkı sunan bir arkadaşımız. Kendisi fahri Bursalı." dedi. (25. ve 26. dönem CHP Bursa Milletvekili Ceyhun İrgil) "KOLEKSİYONUMDA SATILACAK BİR ŞEY YOK" Kaplanoğlu'na onlarca yıldır biriktirdiği bu koleksiyonun değerini öğrenmek için bir soru yönelttim. Arşivi için aradığı bazı gazeteler olduğunu söyleyen Kaplanoğlu, "Bulursam tek bir gazeteye 50 bin lira veririm. Dolayısıyla bu arz-talep ile ilgili bir şey. İki tane pul varmış, bir tanesi müzayede de satılıyormuş. Ondan sonra pul sahiplerinden biri o satılık pulu çok yüksek paradan satın alıp cart diye yırtmış. 'Ne yapıyorsun? O kadar para verdin.' demişler. Yırttı ama elindeki pulun belki beş katı değeri arttı. Direkt bir fiyat biçmek doğru olmaz." ifadeleriyle cevap verdi. Bu işe başladığı zaman Bursa ile ilgili çok az koleksiyoner olduğunun altını çizen Kaplanoğlu, "Erdem Saker döneminde belediye başkanı adayı olan Kemal Duraner ve Nuri Erbak vardı. Fazla talep olmadığı için o zamanlar ben bunları toplayabildim. Şimdi olsa o zamanki imkânlarımla bunları toplayamam. Çünkü şu anda oldukça fazla Bursa üzerine koleksiyoner var ve bunlara oldukça yüksek fiyatlar verebiliyor. Yani çok fazla alıcı varsa ve ondan da ender bulunan bir mal varsa o pahalanıyor. Dolayısıyla kimse ilgilenmiyorsa hiçbir değeri de olmayabilir. Yakın zamanda koleksiyonumun en kıymetleri parçalarından sigorta haritası için bir kurum geldi. 'İlla alalım.' dediler. 'Satmam.' dedim. Bir yere bağışlarsam bağışlarım ama kesinlikle benim koleksiyonumda satılacak bir şey yoktur." dedi "BAĞIŞ YAPMAYA DEVAM EDECEĞİM" Koleksiyonuna uzun süredir ekleme yapmadığını ifade eden Kaplanoğlu, "Bir şey alırken maksadım korumaktı ama şu anda o kadar çok kişi koruyor ki koleksiyonuma yeni bir şey katmama gerek yok." dedi. Çok ender bir parça çıktığında durumun değişeceğini belirten Kaplanoğlu, "Antikacım, 'Elimde böyle bir şey var.' diyor. Ender bir şey olunca alıyorum. Mesela müzayede cam negatif satılıyordu, 3 boyutlu... Herhalde 20 tane falan var, Bursa’nın fotoğrafları bir zaman çekilmiş. Bunlar şimdi gidiyor mesela, başka taraflara. Kim alacak? Yani oraya buraya gideceğine alabiliyorum." ifadelerini kullandı. Bağış işlemi tamamlandıktan sonra da eline geçen ender parçaları bağışlamaya devam edeceğini söyleyen Kaplanoğlu, "Derdimiz bu eserlerin yok olmasını engellemek, Bursa hafızasının yanına yerleştirebilmek..." diyerek sözlerini tamamladı.

Bursa'ya hayran kaldılar: Komşunun güzellikleri baş döndürüyor Haber

Bursa'ya hayran kaldılar: Komşunun güzellikleri baş döndürüyor

Osmanlı Devleti’ne başkentlik yapmış olan Bursa, sahip olduğu tarihi mirası, kültürel zenginlikleri, doğası, sanatı ve gastronomisiyle herkesi kendine hayran bırakmaya devam ediyor. Bilecik11.com.tr de "Komşunun güzellikleri baş döndürüyor" başlığıyla Bursa'yı tanıtan bir haber paylaştı. Osman Gazi ve Orhan Gazi ile başlayan Osmanlı’nın kuruluş hikayesinin temel taşlarını barındıran Bursa'nın geçmişten bugüne uzanan köklü tarihini her sokağında yaşattığı ifade edildi. İşte Bursa'nın baş döndüren güzellikleri... Ulu Camii (Bursa Ulu Camii) 1396-1399 yılları arasında Yıldırım Bayezid tarafından inşa ettirilen Ulu Camii, Selçuklu ve Osmanlı mimarilerinin geçiş dönemini yansıtır. 20 kubbesiyle dikkat çeken cami, hat sanatı bakımından Türkiye’nin en değerli eserlerinden biridir. İçerideki şadırvanı ile de farklı bir atmosfere sahiptir. Yeşil Türbe ve Yeşil Cami Çelebi Mehmed tarafından yaptırılan Yeşil Cami ve Türbe, erken Osmanlı mimarisinin en zarif örneklerindendir. Türbenin içini süsleyen çiniler, “Yeşil Bursa” unvanının mimari karşılığı gibidir. Tophane ve Osman Gazi – Orhan Gazi Türbeleri Bursa’nın en yüksek tepelerinden biri olan Tophane, hem şehir manzarası hem de Osman Gazi ve Orhan Gazi’nin türbeleriyle ziyaretçilerin uğrak noktasıdır. Bu bölge aynı zamanda Ramazan ve bayram topunun atıldığı geleneksel mekândır. Muradiye Külliyesi II. Murad tarafından yaptırılan bu külliye, cami, medrese, hamam ve 12 türbeden oluşur. Türbelerde Osmanlı şehzadeleri ve hanedan üyeleri yatar. Bahçesi ve yapısal düzenlemesiyle huzur veren bir atmosfere sahiptir. Hanlar ve Çarşılar Şehri Bursa, Osmanlı’nın önemli ticaret merkezlerinden biri olmuştur. Bu nedenle şehir, birçok han ve çarşı ile örülüdür. Koza Han 1491’de II. Bayezid tarafından yaptırılan han, ipek böcekçiliğinin ve ipek ticaretinin merkeziydi. Günümüzde kafe ve dükkanlarıyla yaşayan bir tarih mekânı olmayı sürdürmektedir. Kapalıçarşı, Uzun Çarşı ve Bakırcılar Çarşısı Bu çarşılar, Osmanlı’dan günümüze taşınmış el işi ürünler, hediyelik eşyalar ve geleneksel zanaatlarla doludur. Bakırcılar Çarşısı’nda ustaların hâlâ çekiç sesiyle işlediği bakırlar, geçmişle günümüzü buluşturur. Karagöz ve Hacivat’ın İzleri Geleneksel Türk gölge oyununun öncüsü olan Karagöz ve Hacivat’ın hikâyesi Bursa’da geçer. Karagöz Müzesi, bu geleneksel sanatın yaşatıldığı önemli mekânlardandır. Uluslararası Bursa Festivali Her yıl düzenlenen festivalde konserler, tiyatrolar, halk oyunları ve uluslararası sanat etkinlikleri şehri kültürel bir arenaya dönüştürür. Cumalıkızık Köyü UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Cumalıkızık, 700 yıllık Osmanlı köyüdür. Arnavut kaldırımlı sokakları, cumbalı evleri ve yöresel kahvaltılarıyla dikkat çeker. Bu köyde adeta zaman durmuş gibidir. Emir Sultan Camii ve Türbesi Bursa’nın manevi simgelerinden biri olan Emir Sultan Hazretleri, şehre gelen birçok ziyaretçinin uğrak noktasıdır. Cami ve türbe çevresinde mistik bir atmosfer hâkimdir. Somuncu Baba Türbesi Ekmekleriyle tanınan ve Bursa’da yaşamış evliyalardan biri olan Somuncu Baba’nın türbesi, özellikle maneviyat arayan ziyaretçileri ağırlar. Termal ve Sağlık Turizmi Bursa aynı zamanda kaplıcalarıyla da ünlüdür. Özellikle Çekirge semtinde yer alan termal oteller ve tarihi hamamlar (Eski Kaplıca, Yeni Kaplıca) şifalı sularıyla binlerce yıldır kullanılıyor. Mutfak Kültürü: Bursa’nın Lezzetleri Bursa’nın kültürel zenginliğini mutfağı da taşır. İskender Kebap: Şehre özgü yoğurt, tereyağı ve domates sosuyla taçlandırılan döner yemeğidir. Kestane Şekeri: Bursa’nın sembolik tatlısıdır. Pideli Köfte, Cantık, Tahinli Pide gibi yerel tatlar da geleneksel mutfak kültürünün parçasıdır. GEÇMİŞİN VE GÜNÜMÜZÜN ARASINDA YAŞAYAN BİR KENT Bursa, sadece tarihi yapılarıyla değil, kültürüyle, doğasıyla, gastronomisiyle ve insanıyla geçmişten geleceğe köprü kuran nadide şehirlerden biridir. Her köşesi ayrı bir hikâye, her yapısı ayrı bir dönem anlatır. Ziyaretçilerine hem tarihsel bir yolculuk hem de kültürel bir zenginlik sunar. Osmanlı’nın kalbi sayılan Bursa, Türkiye’nin kültür mirası içinde apayrı bir yer tutmaktadır. Bursa’yı gezmek, tarihiyle konuşmak gibidir. Her sokakta bir Osmanlı, her çarşıda bir zanaatkâr, her sofrada bir gelenek vardır.

Bursa'daki tarihi Tophane surlarının içini oyup oda yapmışlar! Haber

Bursa'daki tarihi Tophane surlarının içini oyup oda yapmışlar!

2021 senesinde etkili olan yoğun sağanak ve kar yağışının ardından Osmangazi ilçesi Kavaklı Mahallesi Kazım Baykal Caddesi’nde heyelan meydana gelmişti. Kavaklı Mahallesi Üftade Sokak’taki Uğur Apartmanı’nın bahçesinde yaşanan toprak kayması sonucu, Kazım Baykal Caddesi üzerindeki apartman ve iş merkezleri zarar görmüş, can ve mal kaybı yaşanmaması için binalar, valiliğin talimatıyla boşaltılarak mühürlenmişti. Zemin etüt çalışmalarının ardından riskli olduğu tespit edilen 98 mesken, 141 iş yeri olmak üzere toplam 239 bağımsız bölümün Osmangazi Belediyesi tarafından kamulaştırılması kararı alınmıştı. SURU DELİK DEŞİK ETMİŞLER Surların önünde kötü görüntü oluşturan son binaların yıkımı da Osmangazi Belediyesi ekiplerince gerçekleştirildi.  Yıkım ve enkaz kaldırma çalışmaları devam ederken vahim bir gerçek ortaya çıktı. İşletmelerin, surun duvarında oyuk açarak taşınmazlarına yeni odalar eklediği anlaşıldı. VATANDAŞLAR TEPKİ GÖSTERDİ: YILLARCA DENETLENMEMİŞ Yıkım çalışmalarını izleyen vatandaşlar, gördükleri manzara karşısında şoke oldu. Mahalle sakinleri, surda açılan oyukların açıkca göründüğünü ifade ederek tarihi yapıya zarar veren işletme sahiplerine ve yıllarca denetim yapılmamasına tepki gösterdi. Skandal işlemler nedeniyle hasar gören surlar, olası bir heyelanda çökme riskiyle karşı karşıya... Vatandaşlar, surlara zarar verenlerin tespit edilip cezalandırılması ve surun bir an önce güçlendirilmesini istiyor. İşte surlardaki yıkım çalışmalarından kareler...

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.