Kıymetli okurlarım, bugün sizler için işsizlik sigortası kapsamında yapılan yardımlardan belki de en önemlisi olan işsizlik ödeneği kavramını kaleme aldım. Bunu yaparken öncelikle Türkiye ve Dünya’da işsizlik sorununun ve bu sorunun beraberinde getirdiklerinin altını çizmek isterim.
İşsizlik, çalışma istek ve yeteneğine sahip olup, mevcut çalışma ve ücret koşullarına göre emeğini arz ettiği halde uygun bir iş bulamayan kimselerin durumunun kavramsal ifadesidir.
Bilindiği üzere çağdaş toplumlarda emeğin geliri olan ücret bağımlı çalışanların tek geçim kaynağıdır. Bir işte çalışmak, kişinin ekonomik ve sosyal yaşamını sürdürebilmesinin vazgeçilmez koşuludur. Ancak biraz yukarıda adını andığımız işsizlik, işçiyi ve ailesini geçim olanaklarından yoksun bırakmaktadır.
İşçiyi ekonomik güvensizlik ortamına sürükleyen işsizlik, aşırı borçlanma, başkasına yük olma ve zorunlu gereksinimlerinden kısıntı yapma tehlikesini beraberinde getirir. Emeğin tek değer ve toplumda sosyal statü kazanmanın tek aracı kabul edildiği günümüz toplumlarında, çalışabilecek durumda olan insanı bundan yoksun bırakmak, onurunu ve özgürlüğünü de yok etmek anlamına gelir.
İngiliz ekonomist ve politikacı W.H.Beveridge1944 yılında aynen şu cümleleri kurmuştur:
“İşsizlikten doğan iki büyük kötülük vardır: İlk olarak işsizlik, işsiz kalan fertlerin faydasız, arzu edilmeyen insan olduğu hissini yaratır. İkinci olarak işsizlik insanların hayatına korkuyu getirir ve bu korkudan da nefret doğar.”
İŞSİZLİK ÖDENEĞİ NEDİR?
İşsizlik sigortasının işsizlik riskiyle karşılaşan sigortalılara ekonomik güvence sağlama işlevi, işsizlik ödeneği aracılığıyla yerine getirilir. İşsizlik Sigortası Kanunu işsizlik ödeneğini “sigortalı işsizlere bu Kanunda belirtilen süre ve miktarda yapılan parasal ödeme” biçiminde tanımlamaktadır.
KOŞULLARI NELERDİR?
Sigortalı işsiz olmak
İlk koşul, iş sözleşmesinin Kanunda sayılan nedenlerden biri ile sona ermiş olmasıdır. İş sözleşmesinin sona erme nedenleri incelendiğinde, Kanunun “iradesi dışında işsiz kalma” olgusuna üstünlük tanıdığı görülür.
İş sözleşmesinin askıda olmaması
Yukarıda bahsedilen koşulda iş sözleşmesi sona ermelidir demiştik. İş sözleşmesinin askıda kaldığı durumlarda kural olarak işçi ücret gelirinden yoksun kaldığı halde, sözleşme hukuki varlığını sürdürür.
Sosyal Güvenlik Kuruluşlarından yaşlılık aylığı almamak
Yaşlılık aylığı dışında, sosyal güvenlik kurumlarından gelir veya aylık almak, işsizlik ödeneğine hak kazanmaya engel oluşturmayacaktır.
Belli bir süre işsizlik sigortası primi ödeme
Ödenmesi gereken prim gün sayıları Kanun’da açıkça belirtilmiştir.
Türkiye İş Kurumu’na (İŞKUR) başvurmak
Yukarıdaki koşulların gerçekleşmesi olması işsizlik ödeneğine hak kazanmak için gereklidir ancak yeterli değildir. Kanun’a göre işsiz sigortalıların İŞKUR’a süresi içinde şahsen başvurarak yeni bir iş almaya hazır olduklarını kaydettirmeleri de zorunludur.
NE KADAR SÜRE ÖDENİR?
Günlük olarak belirlenen işsizlik ödeneği, sigortalının son dört aylık prime esas kazançları dikkate alınarak hesaplanan günlük ortalama brüt kazancının %40’ıdır. Bu şekilde hesaplanan işsizlik ödeneği miktarı, aylık asgari ücretin brüt tutarının %80’inden fazla olamaz.
İş sözleşmesinin sona ermesinden önceki son 120 gün prim ödeyerek sürekli çalışmış olanlardan, son üç yıl içinde 600 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsizlere 6 ay, 900 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsizlere 8 ay, 1080 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan sigortalı işsizlere ise 10 ay süre ile işsizlik ödeneği verilir.